Powered By Blogger

25 Haziran 2008 Çarşamba

ANADOLU KİLİMİ

ANADOLU KİLİMİ

“Ülkücü” deyip duruyorsun beyim!
Evet!
Ben de,
“Anadolu Kilimi”nde
Bir “motif”im beyim!


“Anadolu Kilimi”nde
Çokca ‘motif’ler
Vardır amma;
O ‘motif’lerin topu,
Oluşturur “Türkiye’nin Birikimi”ni


“Ülkücü” deyip duruyorsun beyim!
Evet!
Ben de “Anadolu Kilimi”nde
Bir ‘motif’im beyim!

Türk’ü, Kürd’ü,
Arab’ı, Çerkez’i,
Ermeni Hıristiyan’ı,
Gürcü’sü, Alevî’si, Sünnî’si,
‘İslâmcı’sı, ‘Ülkücü’sü,
‘Ferhat TUNÇ’suzu…
‘Anadolu Kilimi’nde,
Daha çokca ‘motif’ler vardır beyim!


“Ülkücü” deyip duruyorsun beyim!
Evet!
Ben de ‘Anadolu Kilimi’nde,
Bir ‘motif’im beyim!


“Eşkin Atları”na,
Muhkemce binen,
“Yılkı Atları” gibidir
“Ülkücüler…”
“Ülkücü” deyip duruyorsun beyim!
Evet!
Ben de “Anadolu Kilimi”nde,
Bir ‘motif’im beyim!

Havza, 24.06.08
İsmet GÜLTEKİN
İsmet_gultekin@mynet.com/metgultekin@hotmail.com

ANADOLU KİLİMİ

ANADOLU KİLİMİ

“Ülkücü” deyip duruyorsun beyim!
Evet!
Ben de,
“Anadolu Kilimi”nde
Bir “motif”im beyim!


“Anadolu Kilimi”nde
Çokca ‘motif’ler
Vardır amma;
O ‘motif’lerin topu,
Oluşturur “Türkiye’nin Birikimi”ni


“Ülkücü” deyip duruyorsun beyim!
Evet!
Ben de “Anadolu Kilimi”nde
Bir ‘motif’im beyim!

Türk’ü, Kürd’ü,
Arab’ı, Çerkez’i,
Ermeni Hıristiyan’ı,
Gürcü’sü, Alevî’si, Sünnî’si,
‘İslâmcı’sı, ‘Ülkücü’sü,
‘Ferhat TUNÇ’suzu…
‘Anadolu Kilimi’nde,
Daha çokca ‘motif’ler vardır beyim!


“Ülkücü” deyip duruyorsun beyim!
Evet!
Ben de ‘Anadolu Kilimi’nde,
Bir ‘motif’im beyim!


“Eşkin Atları”na,
Muhkemce binen,
“Yılkı Atları” gibidir
“Ülkücüler…”
“Ülkücü” deyip duruyorsun beyim!
Evet!
Ben de “Anadolu Kilimi”nde,
Bir ‘motif’im beyim!

Havza, 24.06.08
İsmet GÜLTEKİN
İsmet_gultekin@mynet.com/metgultekin@hotmail.com

24 Haziran 2008 Salı

"YAKIN TARİH KONULARI"NIN MUAZZAM CEZBEDİCİLİĞİ

“YAKIN TARİH KONULARI”NIN MUAZZAM CEZBEDİCİLİĞİ


Bilmem sizlere de “öyle” geliyor mu? Kim yazmış olursa olsun, her türlü “yakın tarih konuları”, beraberinde bir “yakın tarih tartışmaları” ve akabinde de bahsedilen “yakın tarih konusunun hakikati”nin ortaya çıkması ile sonuçlanıyor..
Bu sebeple de olsa gerek, “yakın tarih konuları”nın muazzam cezbediciliğine kapılmamak elde değil.
Bu aralar “bölüm bölüm” de olsa, “titrisiz münerver”ler kategorisinden Taha AKYOL’un “Ama Hangi Atatürk?” kitabını okuyorum. Henüz tamamını bitiremedim amma tiz zamanda bitireceğimi ümit ediyorum.AKYOL’un neredeyse bahse konu eserile ilgili “kağıda basılı mevkûteler”deki ropörtajlarının da tamamını okudum. Ancak “orijinalinden okumaya” bence hiçbir şeye değişilmez. Bizzat “Ama Hangi Atatürk?”ü alıp okuyunca, “daha da muazzam cezbedicilikler”le karşılaştım. Hattâ öyle ki, diyebilirim ki, şu ana kadar okuduğum “bölümler”den onlarca, belki de yüze yakın “yakın tarih konuları” ortaya çıkar. Hem de öyle “yaygın tabiri”ile “resmî tarih”in bizlere “mektepler”de kavratmaya çalıştığı “konuları” altüst edecek ve “beyinlerin zonklaması”na ve belki de “beyinler de trawma”lar yaşatacak türden.
İsterseniz sizlere AKYOL’un kitabından birkaç “yakın tarih konuları” zikredeyim: 1- Millî Mücadele/İstiklâl Harbi Stratejisi…2- Millî Mücadele/İstiklâl Harbi yıllarındaki “mandaterlik” tartışmaları…3- Tipik “İttihatçı Zihniyeti”ni ortaya koyan “Biz istersek….”ler le dolu somut örnekler…4- Bugünkü “Radikal Genç”teki(24.06.08), Binhamton Üni.Ekonomi Bölümü’ndeki “İlkim İpek Kuran”ın “insanî Atatürk”le karşılaşmasını anlatan yazısında kullandığı “Atatürk’ün ikiyüzlü oluşu mu?” dedirtecek türden “Her kaynaktan istifade edişi ve herkesi kullanışı” şeklinde somutlaşan, Atatürk’ün “gerçekçiliği” ve “pragmatistliği…”..5-Bolşevik paraları, altınları karşılığında, Atatürk ‘ün Azerbaycan’ın Bolşevilikleşmesini kabul edişi, Azerbaycan’ı “satışı…”6- Sivas Kongresi’ndeki ağırlıklı bir şekilde ortaya çıkan “U.S.A Mandaterliği taraftarlığı…” ve Atatürk’ün asla “resmî” olarak “U.S.A. mandaterliği”ne karşı çık-ma-yı-şı…Yani “İstiklâl Harbi’ni, neredeyse U.S.A. dengesi ve yardımı ile kazandığımızı düşündüren “konu”lar…Ve tabiî “detaylaştırılması”, “ayrıntılaştırılması” ve “tartışılması” gerekli daha nice “yakın tarih konuları…”
Ancak tabikî her “konu”da olduğu üzere “yakın tarih konuları”ndaki “tartışmalar”da da sadece ve sadece “hakikat endişesi” olmalı elbette.
Geçenlerde T.B.M.M.’de de tartışılan “İsmet İNÖNÜ Millet Düşmanıydı!” “yakın tarih konusu”nda, Mustafa ARMAĞAN Bey’in her zaman ki gayreti ile “Korkmaz’ın yanlışlığı” tashih edildi ve “bahse konu “durumla ilgili “İsmet İNÖNÜ’nün Millet düşmanı olmadığı hakikati” serdetildi. İnternet sitelerinde yapılan “yorum”larda ise böyle bir “tashih hakikati” bile kavranılmadı tabiî..
Bu yazıma vesile olan ise dünkü “Taraf “ gazetesinde (23.06.08), “Yanlış Cumhuriyet” kitabı üzerine Neşe DÜZEL’in eserin sahibi Sevan NİŞANYAN ile yaptığı ropörtaj!
Henüz tabiî “Yanlış Cumhuriyet” isimli eserin orijinalini okumadım. Ancak bahsettiğim ropörtajda bir çok “yakın tarih konuları”nın muazzam cezbediciliği ile “yeni malumatlar” da , “yeni bilgiler” de öğrenince…
İşte benim de “yeni öğrendiğim” ‘yakın tarih konuları”: 1-Ankara’nın 1920, 1921 ve 1922 yıllarında tesettürü(yani başörtüsünü!) savunması. 2- Türkiyemizin demokrasiye Demokrat Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi’nin “Amerikan yönlendirmesiyle” “bir mutabakat”la geçmesi. Ki “Tek Parti döneminin uygulamaları sorgulanmayacak , devr-i sabık yaratılmayacak; belirli şeyler yüceltilecek ve kutsallaştırılacak gibi “mutabakat”lar.. Yani “Kemalizmi yüceltme mutabakatı…” ile…3- Atatürk’ün öyle “demokrasi-memokrasi sevdalısı” olmadığı; bilakis 1923’te “cumhuriyet’le birlikte demokrasinin kesintiye uğratıldığı…”Anlayamadınız mı? Şöyle: 1876’da Birinci Meşrutiyet’le Meclis açıldı. Serbest tartışmalar ve mebus/milletvekili seçimleri yapıldı. 1908’den itibaren de siyasî partiler kuruldu. 1908, 1912 ve 1913’te seçimler yapıldı. 1923’teki Cumhuriyet ile birlikte demokrasi kesintiye uğratıldı. Kaldı ki, Atatürk eserlerinin oluştuğu “külliyatı”nda demokrasi kelimesini altı defa kullanmış.Yani… 4- Atatürkçülük tanımı olarak “1920’ler faşizmi” tanımının yapılışı…5- Ve Kurtuluş Savaşı, Türkiye-Yunanistan Savaşı’dır, ifadeleri…
Şair, “resmî tarih”/ “ittihatvari tarih” için olsa gerek; “Bahset tarih / Balığın çıktığı kavaktan…” diyordu..
Öyle anlaşılıyor ki, “darbe tartışmaları”nın da “bitmek bilmediği” güzelim ülkemizde, “neredeyse “ “Cumhuriyet tarihi”nde, “her yıla bir darbe düşecekmiş”, diyesi geliyor insanın…
“Yakın tarih konuları tartışmaları” ile neticede “her şey de bize “yanlış” öğretilmiş diyeceğiz” herhalde!!!
24.06.08
İsmet GÜLTEKİN
İsmet_gultekin@mynet.com/metgultekin@hotmail.com

23 Haziran 2008 Pazartesi

MEVKÛTESİZ FİKRİYAT, MEVKÛTESİZ HAREKET!

MEVKÛTESİZ FİKRİYAT, MEVKÛTESİZ HAREKET!

Kökleri asırları aşan, “kökü ezelde, dalı ebedte” “Türk-İslâm Fikriyatı”, “Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi”, “Ülkücü Hareket”, tarihinin “en mevkûtesiz dönemi”ni yaşamakta olduğunun farkında mısınız?
Hani “teşkilatçılığı” ile mümeyyiz olduğu kadar, “teşkilatlarındaki kütüphanelerin eşsizliği” ile de mümeyyiz olan , “yüzde yüz yerli, yüzde yüz millî, islâmî ve insanî” olan “fikir sistemi”mizin, maalesef, “12 Eylül 1980 “sonrası, “en kısır”, “en verimsiz” , “en okuma özürlü” ve de “en mevkûtesiz” bir dönemi yaşadığının kaçımız farkındayız?
Müdavimi olduğum “İslâmcı cenah”ın, bence çok seviyeli ve fikir dolu mevkûtesi, haftalık “Gerçek Hayat” dergisinin “400. sayı”ya kavuşması üzerine yayınladığı “özel bölümü” okurken; bir kere daha “fikriyatım namıma” hayıflandım ve de üzüldüm.
“1970’lerdeki okuma eylemleri”ni hatırladıkca ve de bizzat benim de müşahede ettiğim üzre “12 Eylül 1980 “sonrasında bile ellerinden “fikriyatına uygun mevkûteler”in düşmediği gönüldaşlarımız da, Haziran 2008’ler Türkiye’sinde, böyle bir “hayıflanma”, böyle bir “burukluk” yaşıyorlar mı ki?
Son 28 yılda “fikriyatımız”ın siyasî cenahında yaşanılan “durumlar”a ilâveten, bir de “mevkûtesiz bir fikriyat” derekesindeki durumumuz, beni hayli üzüntülere, karamsarlıklara sevketmekte.
Daha “12 Eylül 1980 Askerî Darbesi”nin hemen arefesinde diyebileceğimiz bir zaman diliminde, rahmetli Prof.Dr.Erol GÜNGÖR’ün “başyazarlığı”nı yaptığı, haftalık “Yeni SÖZCÜ”; kapatılmasının ardından haftalık “Yeni HİZMET” mevkûteleri; yine aylık “Töre “dergisi, üç aylık “Millî Eğitim ve Kültür “dergileri; yine sonradan neşredilen haftalık “Hizmet İçin Yeni Hamle” dergileri; haftalık “Yeni DÜŞÜNCE” dergileri….Ve rahmetli Prof.Dr. Necmettin HACIEMİNOĞULLARI’nın ve hâlen hayatta olan ve “elleri titreyen” Prof. Dr. Mustafa KAFALI’nın da yazarı olduğu günlüğe dönüşen “Yeni DÜŞÜNCE” gazetesi…”Yeni HAFTA” gazetesi…”Büyük Kurultay” gazetesi…”Milliyetçi Çizgi” gazetesi….”Gündüz Gazetesi”….
Haftalık “Muhalif”, “Hür Gelecek” dergileri, “Nizâm-ı âlem”, “Bizim Ocak “ dergileri….vesaire…
Ya “fikriyatımız”ın şu an ki “mevkûte” durumu?
Günlük “Ortadoğu” gazetesi ve “Yeni Çağ” gazetesi.
Maalesef rahmetli Zeki Bey’in hâlen de “fikriyatımız”ın “en eski mevkûtesi” olan günlük “Ortadoğu” gazetesi, gerekli ve beklenen” açılımı”, “kucaklayıcılığı” yapamamakta…
Günlük “Yeni Çağ” gazetesi ise “seçim süreçleri”nde de müşahede edildiği üzere “ne idüğü tartışılan mevkûte “görünümünde de kurtulamamakta…
Hâlen “fikriyatımız”ın siyasî cenahı “71 milletvekili” ile (B.B.P. ve M.H.P.) T.B.M.M.’de “temsil” edilmesine rağmen; “kağıda basılı” günlük, aylık “mevkûtesizlik” serencamından da bir türlü kurtulamadı, diyebilirim. Rahmetli “Lider”imiz Alparslan TÜRKEŞ, seyahatlerinde hangi “gazete merkezleri”ni ziyaret ediyordu ve günümüzdeki “Lider”lerimiz seyahatlerinde hangi “gazete merkezleri”ni ziyaret etmektedirler?
Ve en önemlisi de son 28 yılda 400(dötyüz) sayıya/sekiz yıl kesintisiz haftalık neşriyatı erişmiş, mevkûtemiz olduğunu hangi birimiz söyleyebilir ki?
Bir zamanlar “teşkilat” ziyaretlerinde, “taksilerin bagajları”nda “mevkûteleri”ni de bulunduran “lider”ler, böyle bir “manzaraya” nasıl tahammül edebiliyorlar ki? Üstelik “teknoloji”nin “dijital”leştiği, hattâ “on line”laştığı, fikirlerin kağıda daha çabuk ve daha da kolayca basılabildiği bir zaman diliminde yeterli ve gerekli ölçüde “mevkûtesizlik” yaşamış olmanın sonu nereye varacak ki?
Hiç dikkat ediyor musunuz, “mevkûtesiz”liğin günlüğünde böyle, bilinen sıkıntılar yaşanırken; hani nerede haftalık mevkûtemiz? “Ülkü Ocağı Dergisi” ve yeni çıkan “Yerli Düşünce “dergileri, tabanda bile kaç kişinin eline geçiyor ve de okunuyor ki?
“İnternet kullanıcılığının” sayısı ne kadar artarsa artsın, asla “kağıt”ın da “yok” olmayacağını, “kağıt”ın da “yok” edilemeyeceğinin idrakine mi varamıyoruz, yoksa?!!!
Kağıda basılı “mevkûtesiz”liğimizde durum bu iken, ya “dijital yayıncılık”ta, “televizyon yayıncılığı”nda “fikriyatımız”ın durumu sizce çok mu iç açıcı?
Niye 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinden sonra bilhassa fikriyatımızı “temsil” noktasındakiler, böyle bir “mevkûtesiz fikriyat/mevkûtesiz hareket” meselesinde, ellerini taşın altına sokmuyorlar, çareler,çözümler bulmuyorlar ki?
Doğrusu binbir meşakkatlerle 400.sayıya, sekizinci yıla erişen ve de müdavimi olduğum, daha nice 400. sayılara, nice yıllara da kavuşmasını dilediğim “İslâmcı” cenahın haftalık fikir mevkûtesi “Gerçek Hayat” dergisine ve de çıkaranlarına imrenmemek elde değil.
“Dünyada hapishanede ilk dergiyi çıkartan”(Bizim Dergâh Dergisi) bir fikriyatın mensuplarının bence günümüzde yaşadığı “mevkûtesizliği”, hayli düşündürücü…
Yine de günlük “Ortadoğu” ve “Yeni Çağ” gazetelerini; “aylık “Yerli Düşünce”, “Ülkü Ocakları Dergisi”ni, “Türkiye Günlüğü”, “Türk Yurdu”, “2023”, “Orkun”ve Kemal Çapraz’ın aylık olarak çıkarttığı ve şu an ismi aklıma gelmeyen mevkûteleri çıkartanlardan da Rabbim razı olsun.(ÂMİN)
23.06.08
İsmet GÜLTEKİN
İsmet_gultekin@mynet.com/metgultekin@hotmail.com

17 Haziran 2008 Salı

ULUSALCILIK-ŞİİR

ULUSALCILIK

Ulusalcılık,
Bolşevizanlıksa;
Tüküreyim böyle Ulusalcılığa!


Ulusalcılık,
“Lenin kalpaklı”
Atatürk posterinde,
Gizliden gizliye,
“Lenin”i özlemekse;
Tüküreyim böyle ulusalcılığa!

Ulusalcılık,
Ecnebî “Money”lerle,
Fonlanmaksa,
Tüküreyim böyle Ulusalcılığa!

Ulusalcılık,
Her türlü
Manevî değerlerle,
Alay etmekse,
Tüküreyim böyle Ulusalcılığa!

Ulusalcılık,
Milletin çocuklarına,
Sövmekse;
Tüküreyim böyle Ulusalcılığa!

Ey Büyük Türk Milleti!
Buyur!!!
Sen de tükür!
Böyle Ulusalcılığa!


Havza, 16.06.08
İsmet GÜLTEKİN
İsmet_gultekin@mynet.com/metgultekin@hotmail.com