Powered By Blogger

14 Şubat 2009 Cumartesi

"BAHTİYAR VAHAPZADE VAR, 84 YIL YAŞAR"

BAHTİYAR VAHAPZADE'NİN ARDINDAN...

ŞİİR KİTABININ İSMİ KADAR YAŞAYAN ADAM:
"BAHTİYAR VAHAPZADE VAR, 84 YIL YAŞAR"

İsmet GÜLTEKİN
ismet_gultekin@mynet.com.tr/metgultekin@hotmail.com

Bu "internet çağı"ndan dolayı mıdır; "milletleri eritme"nin neticesi midir; nedir, fert ve cemiyet bazında da "vurdumduymazlıklar"ımız, "hassasiyet törpülenmeleri" arttı.Belki de, yıllardır, belki de çoğumuzun, "Ne olurdu da, şu acaip dönemi görmeseydim.." dediği, "millî şuur"un", "millî ruh"un "aşırı derece"de "törpülendiği, yedi yıla yaklaşan "acaip dönem"in neticesi...
"Kafa karışıklığı"nın, "aldatmaca-kandırmaca"nın tarihinin, çok eskilere, bir yazımızda da vurguladığımız üzre, "Kerbelâ Vâkıası dönemi"ne kadar gittiğini, 2002'ler Türkiye'sinde başlamadığının da şuurundayız...Türk Dünyası'nın "en ziyalı memleketi" olarak da tarif edilen "Azerbaycan" Millî Şairi Bahtiyar VAHAPZADE'nin vefâtını, "haber sitesi"nden öğrendiğimde; işte, yukarıdaki sebeplerden de olsa gerek, "sıradan bir haber" gibi geldi."Seçim süreci"nde olmamız da böyle törpülenmeleri tetikliyor olsa gerek.
Bundan altı-yedi yıl önceki "heyecan"ımızın, "millî"liğimizi, "hassasiyeti"mizin kalmayışının bizim dışımızdaki "etkenler"den kaynaklandığında hemfikirsek;kalan "heyecan" ve "hassasiyet"imizle, "sıradan", "aleladele" bir "şair" olmayan rahmetli Bahtiyar VAHAPZADE'yi "anlamaya", "hatırlatmaya" ve vefatı sebebiyle, bu şekilde "yad" etmeye gayret edelim.
"Televizyonlar Çağı"nda, Azerbaycan "XEZER/HEZER/HAZAR" televizyonunda, dün vefat eden(13.Şubat.2009) rahmetli Bahtiyar VAHAPZADE "özel", "yad" programında, "belgesel"de, bizzat rahmetli VAHAPZADE'nin dilinden fikirleri, sesinden şiirleri okundu, "düşünceleri" aktarıldı."Belgesel"de okuduğu, "1977 İstanbul"undaki "Ezan-ı Muhammedî"den etkilenerek yazdığı "Allahü Ekber" ve "Bir millet iki devlet"şiirini dinlemek nasip oldu. "Belgesel"in sonunda da, "Âşığım Muhammed'e(s.a.v.) "şiirini de, kendi sesinden dinledik.
Programda da dile getirildiği üzre, rahmetli VAHAPZADE, "Globalleşme"yi, yani "Küreselleşme"yi, "milletleri eritmek" olarak tarif etmesi, "Men globalleşmek istemiyorum. Men menim, Fransız, Fransız..Milleti neden globallaştırırsınız? ", "vurguları;rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK'e "benzetilmesi"ne rağmen; "En çok sevdiğim şâir Mehmed Âkif (ERSOY)'tir", ifadeleri;"Müslümanlar neden geri kaldı?" suâlini
cevaplandırırken; "Batı, Batı, Batı diyerek kendimizi Batı'rdık" tesbiti; "Millî Kimliği"mizi kaybetmeden, "kendimiz kalarak" "muasır ilimleri almalıyız" teşhisleri; "Azerbaycan Bayrağı"ndaki, Kırmızı, Yeşil, Mavi renkleri, "Türklüğümüz, Müslümanlığımız, Muasırlığımız" şeklinde anlamdırması hafızalarımıza nakşedildi.Kemal GÜLEN'in "Koordinatörlüğü"ndeki "belgesel", rahmetli Bahtiyar VAHAPZADE'yi "tanımak", "aşina olmak", fikir ve görüşlerini, ilk elden, bizzat rahmetli VAHAPZADE'nin kendi sesi ve görüntüsünden öğrenmek mümkün oldu.
Kaldı ki bizler de, Üniversite talebelik yıllarımızda, Türk Fikir adamlarını "yakînen" de, bizzat da, görebilmek, sohbetlerini dinlemek nasip olmuştu."Yeşilay Cemiyeti Binası"ndaki mütevazı "Türk Edebiyatı Vakfı"nda, , rahmetli Cemil MERİÇ'in sohbetlerini de dinlemiştik..Rahmetli VAHAPZADE'yi ise, Allah kendisine hayırlı ve uzun ömürler versin, yine Türk Edebiyatı'nın "tanınmış kalemleri"nden Sevinç ÇOKUM'un, Türkiye Gazetesi'nin, Cağaloğlu'ndaki mütevâzı odasında gördüğümü hatırlıyorum...
Türkiye'mizde yayınlanan "Gün Var Bin Aya Bedel" şiir kitabını ise yine basıldığı yıl, 1992'de almışım.
"Gün var, bin aya değer"
"ömür var, Kadir Gecesi'ne değer"
"Bahtiyar VAHAPZADE var, 84 yıl yaşar"
"Bin ay'dan daha hayırlı gece..."
Bin'i 12'ye böldüğümüzde, 83,3333 yani diyelim 84 yıl, çıkıyor...
Rahmetli Bahtiyar VAHAPZADE de "84 yıl "yaşamış...
1925-13.Şubat.2009...
Şiir kitabının ismi kadar yaşayan adam, rahmetli VAHAPZADE...
Bahtiyar VAHAPZADE VAR, 84 Yıl Yaşar..."
"Gün Var Bin Aya Değer" isimli 1992'de Türkiyemizde yayınlanan "şiir" kitabının ismini, yine 2008'de vefat eden rahmetli Cengiz AYTMATOV'un "Gün Olur Asra Bedel" isimli romanından mı "esinlendi", bilmiyoruz.Türk Edebiyatı'nın iki şaheseri de, "Kızıl totaliter sistem"in "Mankurtlaştırma/Kimliksizleştirme" uygulamalarına direnmekte idiler ve birbirleri ile de "iletişim"i olan edebiyatçılarımızdı...
"Gün Olur Asra Bedel..."
"Gün Var Bin Ay'a Değer..."
Zaman Gazetesi'nden Nedim YALÇIN'ın, 1993'te bizzat kendisi ile Azerbaycan'da yaptığı ropörtajda da(Zaman Gazetesi, 3 Mayıs. 1993) ifade ettiği üzre; "seviyesiz, alçak adamların, belden aşağı düşünen, menfaatçilerin sokak dedikoduları"ndan da "dert yanan" rahmetli VAHAPZADE, âdeta günümüz Türkiye'sinin "seçim süreci"ni hatırlattı.
Yine, aynı ropörtajdaki, "Siyaset hatırına Ermenistan'a Türkiye hükümetinin yardım etmesi,Azerbaycan halkını üzdü" ifadeleri ise 1993'lı yıllar Türkiye'si ile 2009'lı yıllar Türkiye'sinde "değişen birşeyin olmadığı"dır.
"Batı, Batı, Batı diyerek, kendimizi mi Batı'rıyoruz ne?"
Ne zaman "özümüze döneceğiz", ne zaman "öz evlatlarımızla" barışacağız", ne zaman "kendisini/milletini delicesine" seven Oğuz-Türkmen çocuklarını anlayabileceğiz???
Ne zaman???
Televizyon ekranlarında, Türk Milleti'nin "asaleti"nin "soysuzlaştığı"nı, "dumura uğratıldığını" gösteren görüntüler ise aklımıza ister istemez, hele de şu "seçim süreci"nde, "Hadi diyelim, böyle seçmenlere bedava cep telefonları, lap toplar dağıtılsa, millet desteğimiz artacak gibi" dedirten "Genç Parti Vakıâları"nı hatırlatıyor...
Rahmetli Bahtiyar VAHAPZADE'yi "yad etme", "hatırlatma" ve "vefatı" üzerine düşüncelerimizi de yazabilme yolundaki bu yazımızı, "Gün Var Bin Ay'a Değer" şiir kitabındaki, "Bir Selâma Değmedi" şiiri ile noktalayalım.
BİR SELÂMA DEĞMEDİ
Bugün ben seni gördüm,
Selâm vermek istedim,
Yüzünü yana tuttun.
Söyle, yıllardan beri
Kalbimizin bir duyup
Bir çarptığı yılları,
Hani ne hız unuttun?

Beş yılda gözümüzden akan o kanlı seller,
Bir selâma değmedi?
Endişeyle, ferahla, gamla dolu yıllar
Bir selâma değmedi?

Hiç yüzüme bakmadan yanımdan nice geçtin?
Sen aşkın selÂmını korkuya mı değiştin?
Yoksa sen öz ahdine, ılgarına(ahd, vefa) ak oldun?
O kadar yakın iken bu kadar uzak oldun.
Şirin gülüşlerimiz, acı figanlarımız
Bir selâma değmedi,
Kaygılı anlarımız, kaygısız anlarımız.
Bir selâma değmedi
Sen ne yaptın bir düşün.

Yalnız şimdi anladım:Ah, sen daha benimçün
Elyetmez bir çiçeksin,
Yaşanmış günlerim dek geri dönmeyeceksin...
Kop ey tufan, es ey yel! Hezan olup dökülüp
Düz beş yıl yüreğimde,
Beslediğim muhabbet bir selâma değmedi.
Bir günlük hasretimi çekebilmeyen gülüm,
Ya ne oldu? Bu hasret bir selÂma değmedi?
Gittin, ardından baktım, can ayrıldı canımdan,
Ah çektim, başım üstte yapraklar esti, gülüm,
Senin kalbin esmedi.
Geriye de bakmadın.
Neden senin yolunu muhabbetin kesmedi?

Kazancımız de bu mu?
Denilmemiş o selâm, elvedamız oldu mu?
Sen bana zulüm eyledin bana zulüm yakışır,
Bir selâma değmeyen aşka ölüm yakışır.(Eylül 1961)
Allah(c.c.) rahmet eyleye...

Hiç yorum yok: