Powered By Blogger

5 Şubat 2009 Perşembe

"DÜZEN-NİZÂM" HOKKABAZLIĞI

Mefhumlar Kargaşasına Bir Misal:"Düzen-Nizâm" Hokkabazlığı

"BU DÜZEN DEĞİŞMELİDİR!" DİYENLER,
"BU NİZAM DEĞİŞMELİDİR!" DİYEBİLİRLER Mİ?
İsmet GÜLTEKİN
ismet_gultekin@mynet.com.tr/metgultekin@hotmail.com

12 Eylül 1980 Askerî Darbe'nin ardından, "fikir bütünlüğü" bozulan her renkteki "ideoloji" mensupları, "resmî propagandalar"la, muazzam "bombardırmanlara" maruz kaldılar.Hatta öyle ki,"Kızıl Rusya"daki Glasnot ve Perestteriko" ardından "İdeolojiler devri bitti, "Ülkücülük bitti" diyen "aydınlar" türedi..
Halbuki onlarda gayet iyi biliyorlardı ki, "fikirler" bitmezdi. Bitmeyeceğini, günümüz Türkiye'sinde yüzde ellilere doğru giden "internet kullanımı" ile daha iyi bir şekilde de anlamaya başladık.Biten "aydınlar"ın kendileri idi. Bitenler "Ülkücü Muhtediler kategorisi"ne eklenen "aydıncıklar" idi.
"Kerbelâ Vakıası" gibi "kafa karışıklıkları"nın günümüzde de yaşandığı zaman dilimlerinde, "rağmenlere rağmen" "fikir sistemi/sistem bütünlüğü" içerisinde düşünmeyi devam ettiren "ziyalılar"ın da, "hayretlerde, gümanlarda" kaldığı günümüzde...O kadar çok "mefhumlar kargaşası" yaşanıyor ki! "Şuurlu, yetişmiş kitle önderleri" ve "yazar-çizerler" bile, bu "mefhumlar anarşisine" misal teşkil edebilecek "lakırdılar" etmekten geri durmuyorlar.
Bazı yazılarımızda, yazı içerisinde, cümle cümle dile getirdğimiz "düzen" ve "nizam "mefhumlarının "yanlış" kullanımını, bu yazımızda, müstakilen ele almaya çalışacağım.
"Yıkalım bu köhne düzeni..."
"Yıkılsın Liberal-Kapitalist Düzen!..."
Ve "Medeniyet Buhranı"nı yaşadığımız zaman diliminde, "Faizsiz Adil Düzen Sistemine Doğru", "Adil Düzen" "tekerlemeleri...."(1)
"Necmettin Erbakan'ın Adil Düzen'le vaad ettiklerini ABD yapıyor..." "lakırdıları..."
Ve yine "Ülkücü Alperen Liderler"ce seslendirilen;"Bu düzeni ancak biz değiştiririz "naraları...
Benim bile yıllarca "Rus Kızıl Marşı "olarak bildiğim "120 yıllık devrim sevdası:Enternasyonal Marşı"ndaki mısralar:
"Uyan artık uykudan uyan
Uyan esirler dünyası
Zulme karşı hıncımız volkan
Bu ölüm dirim kavgası
Yıkalım bu köhne düzeni..."
Meğerse benim bile "Moskof Kızıl Marşı "olarak bildiğim ve "Beynemilel" gibi bazı "12 Eylül Filmleri"nde de dinlediğim "Enternasyonal Marşı, "Fransız Proleter", "Fransız Sosyalist" Eugene Potier'inmiş. "Fransız İşçisi Eugene Pottier"in 1870'de yazdığı ve 1888'de de yine bir başka Fransız İşçisi Pierre Degeyter'in bestelediği "Marş"mış! 1883'lü yılların Fransa'sası...(2)
Yine "hastalıklı zihniyetleri" deşifre "ederken kullanılan cümleler:"Türkiye'de düzen bozuktur. Bozuk düzen'de bozuk işler yapılabilir de. Yanlıştır tabii."(3)
Hele de "Millî Görüş/Erbakan Hareketi"nde, günümüzde de "tekerleme" gibi kullanılan "Adil Düzen" mefhumu...Önceki yazılarımızda da sormuştuk:O zaman niye "MillÎ Düzen Partisi "diye isimlendirmediniz, "ilk siyasî partinizi" demiştik.Niye "Adil Nizam" diyemiyorsunuz da, 2009'lar Türkiye'sinde bile hâlâ "Adil Düzen" diyorsunuz???
"Şairler Sultanı" rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK, bir şiirinde;
"Ey genç adam,
Bu düstur sana emanet olsun!
Ötelerden habersiz nizama lânet olsun"diyordu...
"Ötelerden habersiz düzene lÂnet olsun" demiyordu...

Hâlâ "Yeni Dünya Düzeni Şart" "lakırdıları..."Yeni Dünya Nizamı" mı şart; "Yeni Dünya Düzeni" mi Allah aşkına?(4)
"Ülkücü/Mefkûreci Sinemacımız" Mesut UÇAKAN'ın bir filminde, yine "Ülkücü/Mefkûreci Nesil" nâmına bir Türk Genci şöyle haykırıyordu:"Bir nizam özlüyorum!!!"
Ne güzel, ne şuurlu haykırış:"Bir nizam özlüyorum!..."
"Bir düzen özlüyorum!" diye haykırmıyordu?
"Nizam köpürüyor, med vakti bu an..."
Acaba, "müesses nizam"ı hemencecik "kurulu düzen"; "nizam-ı âlem"i de hemencecik "kamu düzeni" olarak, parantez içlerinde sahiden yazabilir miydik? Yazılabilir mi?

O hâlde sorulması elzem suâl şu? "Bu düzen değişmelidir!" diyenler, "Bu nizam değişmelidir!"; "Biz düzene karşıyız!" diyenler, "Biz nizama karşıyız!" diyemeyeceklerine göre; böyle bir "mefhumlar kargaşası"nı nasıl izah etmeliyiz?
"DÜZEN DÜŞMANLIĞI"MI? "NİZAM DÜŞMANLIĞI"MI?
Meseleyi izah etmemize, hızır gibi yetişen; hâlen haftada bir STAR Gazetesi'nin "Açık Görüş"ünde yazıları neşredilen; bir zamanlar Türkiyemizde, "Milliyetçi-Ülkücü Neslin" "yabancı ideolojilerle fikir mücadelesi"nde, "kafa karışıklığı"nı gidermeye gayret eden, "İdeolojiler Vadisi'nde Sistemli Düşünme"yi pekiştiren, Prof.Dr. İskender ÖKSÜZ, namı diğer "Ayhan TUĞCUGİL" yetişiyor.
Günümüzde "kartaloz Marksist Ömer'in Birikim'i" kalitesinde çıkan, "Milliyetçi-Ülkücü Camia"nın "Millî Eğitim ve Kültür Dergisi"nin Mart 1979 tarihli ikinci sayısında, ÖKSÜZ'ün, namı diğer TUĞCUGİL'in-ki bildiğim kadarı ile de Emine IŞINSU Hanımefendi'nin de Bey'idir- yazdığı "Fikir Sistemleri Savaşında Ölüler ve Yaralılar" yazısı.
"Fikir sistemleri/İdeolojiler kavgası"nda, "kafa karışıklığı" yaşayıp da, fikren "yaralanan" ve yine fikren "ölen" "nesilleri" uyaran TUĞCUGİL, bilhassa dört başlıkta topladığı, "Materyalizm-İdealizm", "Emperyalizm", "Ekonomizm" ve "Düzen Düşmanlığı" hususlarını "sistemli düşünme/fikir sistemi" bütünlüğünde izah ediyor...
Bahse konu "Düzen Düşmanlığı" başlığında ise asıl mevzuumuz olan "Düzen" ve "Nizam" "mefhum kargaşalığını" sabırla" açıklıyor.
Tabii asıl sebep, günümüzde de olduğu üzre "Sol propaganda gücü ve üstünlüğü..." "Komünist/Bilimsel Sosyalistler"in "propaganda gücü", "propaganda üstünlüğü..."
Meğerse, hadi diyelim "Türk Sağı" mensuplarınca, günümüzde, 2009'lar Türkiyesi'nde bile kullanılan"Düzen/Nizam mefhumlar kargaşası"na misallerin olması, böyle "Türk Solu'nun propaganda gücü ve propaganda üstünlüğünün yansıması" imiş...
Hadi diyelim "Sol ideolojik taarruz, ""Düzen yıkılmalıdır" tavizini koparmak için, "iki kurnazca taktik" kullanmış.Biri, "kelimeyi değiştirip", ""Nizam"ı unutturup, yerine "Düzen"i yerleştirmek. İkincisi ise "Düzen" kelimesini "Marksist Sol terminoloji"ye de uygun olarak "alt yapı" manasını yüklemek...TUĞCUGİL'in de vurguladığı üzre, "Alt yapğı değişmelidir" deseydi, "güçsüz" kalırdı. Taktik gereği düzen= alt yapı"formülünü şuuraltına yerleştirdikten sonra, "Türk Sağı"nın algıladığı" Düzen= Bütün kötülüklerin kaynağı", "alt yapı"ya dönüşmüş oluyordu...
Ve yine "sol terminolojiye" uygun olarak, "düzen "deyince, "insanlık tarihindeki beş düzen aşaması", "İlkel komünal, Köleci, Feodal, Kapitalist ve Sosyalist Düzen" anlaşılıyordu.Aslında, "Düzen'in değişmesi", bir safhadan başka bir safhaya geçişi ifade ediyordu.Bu sebeple "düzenin değişmesi", "ihtilal", "devrim" demekti...
"Bütün kötülüklerin kaynağı=Düzen" algılamasında olan "Türk Sağı" mensupları, "ilk yarayı" alınca, bu sefer de "Biz bu düzene taraftar mıyız? Bu düzen bizim düzenimiz mi?" suâlini sorar diyen TUĞCUGİL; "komünist saldırının iki taktiğini de geriye doğru işletmek lazım" dedikten sonra, "Önce "düzen" kelimesini bırakalım ve yerine "nizâm"ı koyalım. "Biz düzene karşıyız!" Bir tepki uyandırmıyor değil mi?Bir de şöyle deneyelim: "Biz nizâma karşıyız!" Bırakın iç nizâmı, asırlarca "Nizâm-ı âlem Ülküsü"ne yönelmiş bir milletin çocuklarında bu son ifade mutlaka bir irkilme yaratır. "Düzen" e karşı olan kurtarıcı gibi görünse de, "nizâma karşı" olan en iyi ihtimalle anarşisttir" demekte.
TUĞCUGİL, "komünist saldırının ikinci taktiği"ni ise "Bu "düzen değişince kötülükler ortadan kalkacaktır. Ve bu "düzen" büyük çapta "ekonomik" bir şeydir. Kötülükleri ve iyilikleri sadece iktisat mı tayin etmektedir?Evet, dersek, "hoşgeldin tarihî maddecilik" diyen TUĞCUGİL, "Milliyetçinin-tabiki fikir sistemi/sistemli düşünmeyi kavramış olanı-; "Kötülük ve iyilikleri sadece iktisat mı tayin etmektedir? suâline "Hayır!" der.."Düzen değişikliği tek adımlık bir sıçrama mıdır?" suÂline de yine "hayır!" der...
Ve TUĞCUGİL, "taşı gediğine koyar":"Düzen" sadece ekonomik değilse ve değişverince kötülükleri yok edecek bir sıçramayı da ifade etmiyorsa, "Düzene karşıyım" sözünde ne mânâ kaldı? Hiçbirşey...Hele "Nizama karşıyım!" dersek bu "hiçbirşey", disiplinsizliğe, anarşiye dönüşür. Çaresi yoktur: İki taktik, yani düzen-nizam hokkabazlığı ve tarihî maddeciliğin maskelenerek ifadelere yerleştirilmesi çözüldüğü anda iddianın ancak Marksistlerce kabul edilebileceği apaçık ortaya çıkmaktadır",
demekte...
Yine "İdeolojiler Vadisi"nde "namzet yaralı veya ölü"ler, "Yani biz bu düzene taraftar mıyız? Bu düzen bizim düzenimiz mi?, diye suâl eylediğinde, TUĞCUGİL, "sabırla" şu izahı yapıyor:"Sizin "düzen" derken kastetdiğiniz şey "vurgunculuk", "hırsızlık", istismar", yani Türkiye'nin çektiği sıkıntıların iktisadî olanlarıdır. Ama bunların adı "düzen" değildir. Bunların adı "vurgunculuktur", "hırsızlıktır", "istismar"dır ve başka iktisadî meselelerdir. Biz yalnız bu iktisadî bozukluklara değil, iktisadî olmayanlarına, meselâ ahlâksızlığa, felsefesizliğe, kültürsüzlüğe, inançsızlığa, ülküsüzlüğe ve daha birçok şeye karşıyız. Ve iddiamız, fikir sistemimizin iktidarında bunları yok edeceğimizdir. Ama bunların hiçbirinin adı "düzen" değildir. Vurgunculuk, hırsızlık, istismar, ahlâksızlık, felsefesizlik, kültürsüzlük, ülküsüzlük "nizâm" olamaz. "Düzen" olamaz.Olsa olsa "nizâm yokluğu", "gayr-ı nizâmlık", "düzensizlik" olabilir. Menfî ile nizâm zıt şeylerdir. Menfîlerin nizâmı olmaz. Ancak müsbetlerle nizâm kurulur. "
"Bu şartlara taraftar mıyız? Bu şartlar bizim şartlarımız mı?" suâlini ise TUĞCUGİL, yine "Hayır!" şeklinde cevaplandırdıktan sonra; "Biz, Türk Milleti'ni bu kötü şartlardan kurtarmak için iktidara talibiz...Nizamsızlığa son verip nizamı tesis etmektir. Düzensizliğe dur deyip düzeni kurmaktır. Nizam-ı âlem'i tesistir." şeklinde açıklamakta...(5)
Demek ki,bir zamanlar, "Kavgamız Vurguncu düzenedir düzene!" derken de, "Yıkılsın Liberal-Kapitalist Düzen" diye duvarları boyarken de, hattâ "Düzen-Dışı" ismi ile "Gazete Köşelerini" isimlendirirken de, "Sol terminolojinin propaganda gücü ve üstünlüğünün, taktiğinin ""etkisi"nde kalınılmış!!!
"Düzen bozuk..." "Bozuk düzen..." lakırdıları da...
Demek ki, "düzeni değiştireceğiz" derken; "sol terminolojinin tuzağı"na düşüp, "bir sınıf aşamasından başka bir sınıf aşamasına geçişi"çağrıştırmışık!!! "İhtilali", "Devrim"i "çağrıştırmışık..."
Demek ki, "Yıkalım bu köhne düzeni!", "Fransız Sosyalistleri"nin, "Fransız Proleter"lerin, "Fransız İşçi Sınıfı"nın "lakırdıları" imiş! "Enternasyonal" mısralar imiş...
Demek ki, hadi yine diyelim "Türk Sağı" tabanının "düzen" mefhumu algılaması "bütün kötülüklerin kaynağı" anlamında imiş ancak "bütün kötülüklerin de kaynağı sadece(tekli izah) ekonomi/iktisad" değilmiş...
Demek ki, "düzen düşmanlığı jargonluğu", bir "Marksist Sol jargonmuş!..."
Demek ki, "nizâm-ı âlem" mefhumumuzu, hemencecik "Düzen-i âlem" veya "kamu düzeni" diye de algılayamazmışık!!!
Evet, "soğuk harp yılları" geride kaldı(!).Ancak, "İdeolojiler Vadisi'nde Sistemli Düşünme"yi yeniden kavrayabilmek elzemmiş!
1369 yıl önceki,"Kerbelâ Vakıası" ki, "kafa karışıklığı"nın en kesif olduğu zaman diliminde olduğu üzre, günümüzde de, "kafa karışıklığı" yaşamamak için "mefhumlar kargaşası"nı çözebilmeliymişiz!
Evet, "Bir Nizam Özlüyorum!"
Dip Notlar:
(1):Reşat Nuri Erol, "Tıkanan Sistem ve Kolaylıklar" Millî Gazete, 13 Aralık 2008 ve "Faizsiz Adil Düzen Sistemine Doğru", Millî Gazete, 24 Aralık 2008
(2): Cumhuriyet Gazetesi, 7 Ağustos. 2008, Perşembe, sayfa 7
(3): Mehmed Şevket EYGİ, STAR TV, Canlı, Uğur DÜNDAR'ın programı,00:34, 07.Ekim.2008
(4): Anadolu'da VAKİT Gazetesi,20.11.2008, Perşembe
(5): Ayhan TUĞCUGİL, "Fikir Sistemleri Savaşında Ölüler ve Yaralılar", Millî Eğitim ve Kültür Dergisi, Yıl:1, Sayı:2, Mart 1979, sayfa 246, 247, 248, 249 ve 250

Hiç yorum yok: