Powered By Blogger

29 Ocak 2009 Perşembe

"AYDIN"OLMANIN SEKİZ ŞARTI

"AYDIN" OLMANIN SEKİZ ŞARTI

Türkiyemiz "aydıncık"lardan geçilmiyor.Hele de "ön plana" çıkarılmış, "görünürlüğü" arttırılmış "aydın taslakları" ile dopdolu bir memleketiz.
Rahmetli "Şairler Sultanı" Necip Fazıl KISAKÜREK'İn, bir şiirinde,"Bıçak soksam gölgeme /Sıcacık kanım damlar / Girde bak şu ülkeme / Başsız başsız adamlar" diyordu.
"Başsız başsız adamlar"dan; "kafasız kafasız adamlar"dan; "aydın müsveddeleri"nden, "aydıncıklar"dan geçilmez olduk , ne yazık ki!
Mevzuuyu fazla "dağıtma"dan; kısaca Türkiyemiz için de muteber olan; "Aydın olmanın sekiz şartı" şunlardır:
1) "Aydın "dediğin "muhalif" olmalı. "Standart dışı", "nizam -içi", "düzen-dışı" olmalı. Hele de "demokrasiler çağı"nda, asla "iktidar goygoycusu", "iktidar yalakası", "postal yalayıcı" olmamalı...
"Her devrin adamı "değil; "her devrin muhalifi" olmalı...
2.şart: Kendisine verilecek "devlet", "kışla", her türlü "resmî ödülü" reddedici olmalı. Asla hiçbir "resmî ödülü" kabul etmemeli...
3.şart: ""Sermaye"sinde, "maddî güç"ünde, asla "devlet/kışla" ve her türlü "ecnebî fonlamalar "dahil, "fonlanmamış" olmalı...
4.şart: Propagandisit, militan değil, "hür düşünen"lerden, "takıntısız", "kaygısız" düşünenlerden olmalı...
5. şart: "Hakikat" peşinde "Hakk yolu"nda olmalı. "Hakk'ı haykırmak" namına her türlü "siyasî günahları" da işleyebilmeli, "öz-eleştiriler" yapabilmelidir...
6. şart: Fikir ve zikir meclislerine devam edenlerden olmalı...
7. şart: Korkusuz cengaver olmalı...
8. şart: Çok şeffaf olmalı. Hiçbir "karanlığı" olmamalı...
"Aydınlar...Ziyalılar...Münevverler..."
Bütün bunları rahmetli Cengiz AYTMATOV, rahmetli Erdem BEYAZID ve aslında "Büyük Rusya Mefkûresi" ile dolu, sapına kadar "Rus Milliyetçisi" ve de "Ortodoks" olan ve "1965 Nesli"ne, rahmetli Emekli Albay Sadri SARPTIR gibi "kalem erbabı"nın "Türkçe'ye çevirileri" ile haberdar ettiği "Soljenist'inin" vefatları sonrası, "Türkiey Medyası"nda yazılıp-çizilenlerden mülhemle yazdım.
"Soljenitsin"i bile daha doğru dürüst "anlayamadan", "peşin/kesin ianançlı" hükümler veren "zihniyetli" olanlara "aydın" demek ne mümkün?
"Aydın" dediğin, biraz da "işin erbabı" olanlara da "yakîn" düşünenler değil midir?
İsmet GÜLTEKİN
Terme, 07.08.2008

Hiç yorum yok: