Powered By Blogger

10 Ocak 2009 Cumartesi

"KERBELÂ ZİHNİYETİ"NİN 1430'DAKİ VERSİYONU

“KERBEL ZİHNİYETİ”NİN 1430'DAKİ VERSİYONU




Nedir "Kerbelâ Zihniyeti?", diye suâl eylediğimizde, derim ki: İktidar kavgaları uğruna, ekonomik mücadeleler, kazanımlar aşkına, menfaatler, çıkarlar doğrultusunda, "farklı" olanları "yok etme", "imha etme"nin adıdır. Kimileri diyor ki; "Müslüman Müslümanı eleştirir mi?" Behey ahmak, "tarih"te bırak "eleştirmeyi" , "İsrail/Yahudi/Siyonist Haydutluğu" yaparcasına, "Müslüman Müslümanı haydutca boğazlamış bile…"

"Kerbelâ Faciâsı"nın 1369. sene-i devriyesinde/yıldönümünde, anladım ki; "İsrail’i naralar atarcası"na "protesto eden kitleler" de, adına "İslamî Camiâ" dediğimiz ve son 29 yıldır da, "iktidar" olmada epey mesafe katedmiş "Sağ İktidar"lar topluluğunda, "Kerbelâ Faciâsı"nı "anlama" algılama"da "sıkıntılar" olduğudur. Bir bakıyorsunuz, 1992 tarihli Zaman mevkutesinde, Halil GÖNENÇ Hocaefendi’nin "Kerbelâ Ropörtajı"nı okuduğunuzda; yine 12 Eylül sonrası "büyütülen" "Türkiye Gazetesi’nin 10 Muharrem 1430 tarihli sayısındaki "Kerbela Gerçeği" isimli bir "Doç."un yazısını okuduğunuzda; sanki "Yezid’i savunmaya geçmiş", "Yezid safındaki yerini almış Müslüman tipi ve zihniyeti "ile karşılaşıyorsunuz…Yok "Yezid’e kâfir denilemezmişte…Yok "Yezid"e bilmem ne denilemezmişte…"

Behey ahmaklar! Sizler "Hazret-i Hüseyin Efendimizin(r.anh.) mi safındasınız? Yoksa Hazret-i Hüseyin Efendimizin(r.anh) "mektupları"nda da dediği üzere "şarapçı, facir, fücur Yezid’in mi?"

"Ben ki Türk’üm, bana Hazret-i Hüseyin Efendimizi(r.anh) anlatabilmede, yardım et Allahım", diye duâ eden "Fuzulî", "Kerbelâ " mevzûlu eserinde, aslında "trajediyi "edebî üslubu" ile, mısralarla ne güzel de anlatıyor…

Meraklandığım: Acaba "Sürgünzedelerin Başbuğu" Bediüzzaman (k.s.), "eserleri"nde, "Kerbelâ Faciâsı"nı nasıl ve ne şekilde anlatmıştı? Neler yazmış ve neler demişti?

Yine "Muhammed Fethullah Gülen Hocaefendi", "eserleri"nde, "Kerbelâ Faciâsı"nı ne şekilde işlemişti?

Aslında "Yezid’in de elinde tankı, topu, tüfeği olsa idi, bugün 16. güne erişen "Gazze Katliâmı"nda yaşanılanları yaşatan "İsrail Yahudi Siyonist Zihniyeti"nin yaptığının "aynısı"nı yapardı.

07 Aralık 1917'de "düşen" Gazze’miz…

"Osmanlı’nın torunlarının Gazzesi…." "Bizim Gazze…"

"Gazze Katliâmı, Kerbelâ Zihniyeti’nin izdüşümü" diyen tesbite katılmamak müm kün mü?

Ve 91 yıl önce "Gazze Düşmese" idi, "biz" düşer miydik? "Türkiye Düşmese" idi, "Yahudi Siyonist Zihniyet’in lideri", "hegemonik zalim güç", neredeyse altı yıla erişen "Irak’ı işgal" edebilir miydi? "Yavrusu İsrail" Filistin’deki "Müslüman Kardeşlerimize" , tarihçi üstad Kadir MISIROĞLU’nun, "Osmanlı Filistini"ni isimli TV NET’te de ifâde ettiği üzre, "ibadet derecesinde bebeleri de öldürü müydü? İbadet yaparcasına Müslüman katliâmı yapabilir miydi?"

MISIROĞLU üstadın da dediği üzre "Ermeni Mes’elesi"nden "Kürt Mes’elesi"ne kadar, "her taşın altında sahiden Yahudi" var.. Var var olmasına da, "Yahudi Siyonist Güdümlü İdareler"in "timsahın gözyaşıları" dökmelerine, "Müslümanlara diplomasi" yapmalarına ne diyeceğiz ki?

"TKP"sinden "Alperenleri"ne kadar bütün "yönetilenler" sahiden tepki gösterirlerken; "yönetenler"in " yönettiklerine "diplomasi" yapmalarına ne diyeceğiz?

Müslümanlar niye kandırılıyor? Neden aldatılıyor ki?

1369 yıl öncesinden, Kerbelâ’dan beri "güç’ü elinde tutanlar", "biat etmeyenleri biata zorlarlarken;", "yönettiklerini de şahane bir şekilde "aldatmaya ve kandırmaya" devam ediyorlar…

Ne diyelim….

"Türkiye-İsrail Antlaşmaları"nı "gözlerine mi sokalım?

Evet, "Kerbelâ Zihniyeti’nin 1430'daki versiyonu"nu sizler de "hissedebilirsiniz…

Hiç yorum yok: