Powered By Blogger

1 Ekim 2009 Perşembe

GÜNDÜZ GAZETESİ'NDE DE YAYINLANAN "YAZICIOĞLU VEFÂT ETTİ!!!" YAZISI

BBP ESKİ GENEL BAŞKANI ve "ALPERENLERİN LİDERİ" RAHMETLİ ŞEHİD MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN VEFATINDAN 11 YIL 10 AY ÖNCE YAZILAN ; ZAMANIN "GÜNDÜZ GAZETESİ"NİN "MERDİVEN KÖŞESİ"NDE YAYINLANAN YAZI:


YAZICIOĞLU VEFÂT ETTİ!...(*)

Muhsin YAZICIOĞLU vefât etti.
Allah(c.c.) rahmet etsin.(Amin)
Allah(c.c.) mekanını cennet eylesin. (Amin)
O bir "karizmatik lider "değildi.
O bir kelimenin tam manası ile "Başbuğ" da değildi.Fakat "Başbuğumuz, tek önderimiz Hazret-i Muhammed(s.a.v.)'dir" düsturuna sahip, kelimenin tam manası ile "en genç siyasî lider"imizdi.
O bir "münevver" haber-yorumcunun da dediği gibi "Ülkücü Lider"di.
"Siyaset İslam'dır", "siyaset Allah(c.c.) yoludur" şiarlarına yakışır nice "örnekler" verdi.
Çileli hayatını dolu dolu yaşadı.
"Bu dünyada taşınacak kuru bir başınız var,
Onu da hangi diyar olsa taşırsınız" mısralarının aksine "beyni zonk zonk zonklayan" bir 'baş'ın taşıyıcısı idi.
Allah(c.c.) rahmet eyleye.(Amin)
Kimi kardeşlerimiz, birileri için, "O son Başbuğ'umuzdu" diye çırpınıp durdu hep.
"Başbuğ" olabilmek kolay mı?
Ayrıca "Son Başbuğ'luk" kime nasip olacak belli mi?
Bazı kardeşlerimiz, çoğu tavır ve ifadelerinde olduğu gibi hep "sloganvari" kalıyor. "Sloganvari"liği de aşmalıyız kardeşlerim.
Kuru "sloganvari", şaploncu ifadelerle ancak "robot insan"lar yetişir.
Hassaten "Başbuğ" ifadesi de bu "düşünce tarzı"ndan nasibini epey aldı.
"Başbuğ"un "İslamî versiyonu" olabileceğini düşünemedik bile. Tıpkı bazı siyasî parti genel başkanlarını, "Mürşid-i Kamil" derecesinde "şişirdiğimiz" gibi.
"Başbuğ"un "İslamî versiyonu" mu?
İşte size içerisinde "Başbuğ" ifadesi geçen iki Hadis-i Şerif:
"Başbuğ, yeryüzünde Cenab-ı Hakk'ın ihsan buyurduğu bir gölgedir."
"Başbuğlarınıza sövmeyiniz. Onlar Allah'ın yeryüzünde gölgesidir."(x)
Rahmetli Necip Fazıl KISAKÜREK'in külliyatındaki bir eserinin ismi de , yanlış hatırlamıyorsam, "Başbuğ Velîler Ordusu"
Ayrıca "Esselam"ın bir şiirinde,Halid bin Velid(r.anh.) izafen, şu mısra yer alır:"Halid! Halid! Örnek Başbuğ..."
Demek istiyorum ki, şu "Başbuğ" ifadesini de lütfen yerli yerince kullanmasını bilelim artık.
"Ufacık" bir hatırlatma: Şu "Son Başbuğ"un "konum"u ne idi?
Çok merak ediyorsanız, Ahmet TAŞGETİREN'in 03. Ağustos 1995 , s.5'deki Yeni ŞAFAK'taki yazısını okuyun.
Nereden mi bulacaksınız?
Araştırın, bulursunuz yahu!
"İletişim Çağı"nda yaşamıyor muyuz?
Evet, YAZICIOĞLU vefât etti!
O'na ne "Son Başbuğ" denildi, ne de "Son Ülkücü Lider."
Naaşı sevdiklerince, mütevazı bir şekilde defnedildi!...
Akabinde yapılan kongrelerde de pek öyle "kuru gürültüler" kopmadı.
Çünkü O "İslam'ın hizmetkârı" idi.
Bulunduğu "konum"da "İslam'ın hizmetkârı böyle olunur" dedirtircesine bâki aleme göçtü...
'Muhsin'ler ölmez!..'
İsmet GÜLTEKİN
24. Mayıs.1997, Cumartesi
ŞANLIURFA

(x):Sofuzade Seyyid Hasan Hulusî, 'Mecmâ'ul Âdab', Salah Bilici Kitapevi, İstanbul Yayın:25, s.292

Hiç yorum yok: