Powered By Blogger

31 Temmuz 2008 Perşembe

2008'LER TÜRKİYE'SİNDE "NEO-HÂRÎCÎLER" ORGANİZE EDİLİRKEN(1

YAZI DİZİSİ:


(“NEO-HÂRÎCÎLER”İN HABİRE OLUŞTURULDUĞU 2008’LER TÜRKİYESİ’NE, TAHA AKYOL’UN “HÂRÎCÎLİK ve ŞİÂ-İSLÂM’DA DEVRİMCİLİĞİN SOSYOLOJİK KAYNAKLARI” ESERİ İLE YENİDEN HATIRLATMALAR YAPABİLMEK…)




HARİCÎLER ve HARİCÎ ZİHNİYET



“ULUSALCI-KEMALİST İSLÂMCILAR”IN OLUŞ(TURUL)MASI, TÜREYİŞİ(1)



İkinci bin yıl’a gireli sekiz yıl olmak üzere. “1923 Öncesi Türk Demokrasi Tarihi”nin “Demokrasili Yılları” diye anılan “2. Meşrutiyet’in 100. Yılı” idrak ediliyor. Çok azımız düşünebiliyoruz, 1923-1950, 27 yıl “demokrasimizin sonlandırıldığı olgu”sunu…Ancak, 1950-2008, 58 yıllık “demokrasili yıllarımız”da da, “çok acaip”, “çok tuhaf”, “çok mide bulandırıcı”, “çok iblisvari” “olgu”ların da, “vakıa”ların da oluştuğunu, “türediğini” de… “Türk Demokrasi Tarihi’nde bir ilk” olan “Ergenekon Ahtabotu”na yönelik operasyonlarda da, “zihniyet olguları”, zihniyet vakıaları” itibari ile de “çok necis olgular”ın oluştuğunu, yahut da “oluşturulduğunu” “fikrî takip” ile “takip edebiliyor”uz…
Bu “yazı dizi”mizde, “tarihten bir yaprak” gibi, “önceki olgu”ları, “önceki vakıaları” , bilhassa da temel mevzuumuz olan “Harîciler ve Harîcî Zihniyeti” “irdelemek” ve zihinlerde bazı “şimşekler” çaktırmak istiyorum.
21. Asrın başlarında, “çoğulcu”, “hürriyetçi” olmaktan çok uzak, “tek yol’cu”, “diktacı”, “totaliter rejimlere” kaynak teşkil eden “kızıl fikir sistemi/ideoloji” “komünizm” çöpe atıldı. “Kızıl robotlar” hâline getirilmeye çalışılan insanlar, Komünizm’in “çekiç”leri ile “beyin”lerindeki “kızıl programları” ve “kızıl yazılımları” paramparça ettiler. “Asrın hâdisesi”, aşikâr bir şekilde dünya efkâr-ı umumiyesi/fikir camiasına aktarılırken; “çöplükte kalan geri zekâlı”, “bizim”, “Stalinist”, “Maocu-Marksist” “kızıl robot”lar, beyinlerindeki “kızıl program ve yazılımları” paramparça etmekten âciz mahlûklar(!) manzarası arzzettiler…
Hem 1990’lar, hem de 2008’ler Türkiyesi’ndeki mevcut ve yeni yeni eklemleri ile “İslâmî akımlar/cereyanlar”, nasıl bir “manzara” arzediyor?”Ehl-i Sünnet Ve’l Cemaat” yolundaki, “Sünnî”, “gelenekli İslâmî akımlar”ın, bilhassa “gençlik” üzerindeki hâkimiyeti ve tesirinin yerini, “aktivist”, “radikal-devrimci”, ecnebî tanımı ile de “fundemantalist” , “ihtilâlci”, “Şiâ” kaynaklı “akımlar” mı alıyor?Türkiye’mizin “dar’ül-harp”(düşman ülkesi) olduğunu kabul etmeyeceklerini düşünerek, kendilerini “gelenekli İslâmî akımlar” kategorisine koyuyorsunuz fakat “cemaatçi zihniyet”in tabiî tezahürleri olabilecek şekilde “cemaat lideri”, “Türkiye dar’ül-harp”tir diyor. Yazarlarımızı, düşünce adamlarımızı “desinformation”laştırıyorlar, “yanıltıyorlar…”
Dönemin her türlü “totaliter fikir sistemlerine/ideolojilerine” fikir kuvveti ile karşı koyan rahmetli Prof. Dr. Aydın YALÇIN’ın “lider”liğindeki “Yeni FORUM” dergisinde yazan YÜCEALTAYLI; “Ülkemizdeki mevcut İslâmî akımlar içinde, ağırlığını gittikçe arttıran sinsî bir fitne hareketi” olarak “teşhis” ettiği “İran kökenli devrimci Şiî İslâmî Hareket”, gerçekten de Türkiye’mizde kök mü salıyor? 12 Eylül 1980 öncesinde , kendi kendini Bedir Muharebesi Başkumandanlığı’na tâyin eden düzenbazlar ile propagandasını yapmayanlara, kendi partilerine oy vermeyenlere mü’minlik yolunun kapanacağını ilân eden sapıklar türemişti. “(1)
“Türedi Komünistler” gibi, şimdi de “tatlı su kahramanı”, “İslâm Mücahidleri” türemeye devam etmiş olmalı ki, kimileri 2008’ler Türkiyesi’nde, “Ulusalcı gemilere binen İslâmcılar kataloğu”na dahil olurken; hâlâ da “cihadını, gâzâsını küfür dediği sol’a/solculara karşı değil; kendileri gibi düşünmeyen diğer Müslüman cemaatlere, Müslümanlara yapanlar da görülüyor.Bu “tip”leri, hatırlayanlar hatırlar, “12 Eylül Nesilleri” de olsalar, 1989’da, komünistlerden daha fazla “Ülkücüler”e taarruz etmeleri, “Ülkücülerin “kâfir”, “kanlarının akıtılmasının helâl” olduğunu yazmaları, daha da türediklerini göstermiyor mu? Dış görünüşleri itibari ile, kimileri çarşaflı, şalvarlı, sakallı, kimileri ise “Vakko eşarplı”, kıravatlı, lacivet takım elbiseli, sakalsız, şeklen de olsa tam bir “Batılı…” Hadi diyelim “takvâ”ları “derecesi”nde olabiliyor mu “kafa yapıları”, “zihniyetleri” de?
2008’ler Türkiyesi’nde, “Cumhuriyet Tarihi’nde de bir ilk” olan “Ergenekon Ahtabotu”na yönelik “operasyonlar” sonrası, benim “hastalıklı zihniyetler” diye târif ettiğim böyle “malum zihniyet”lere de ne eklemeler yapıldı, biliyorsunuzdur. “Türkiye Cumhuriyeti kâfir devlettir. Bununla yaşanmaz. Diğer Müslüman grup ve cemaatler, Müslümanları sisteme entegre ediyorlar…”(2)diye “zihniyet”ini ortaya döken “Hizbullahî Müslümanlar”, “Hizb-ul Ergenekon” “olgu” ve “vakıası”nı nasıl izah ediyorlar ki? Ve “Ulusalcı-Kemalist taife”nin bazı Müslümanlara “el atması” sonucu oluşan “olgular”, “vakıalar”: “Millî Çözüm Dergisi” ve “Baran” dergisi “olgu” ve “vakıa”ları… “Hem Erbakan yanlısı olacaksın, hem de Atatürk yanlısı olacaksın ve de hakk tarikatlara karşı çıkacaksın” dedirten “ucube”likler… “Ulusalcı-Kemalist Türedi İslâmcılar…”(3)”Millî Görüş/Erbakan Hareketi” mensubu “teşkilatçılar”, ne derlerse desin, “kendi fikir sistemleri/ideolojilerinden” türetilmiş, oluş(turul)muş olgular, vakıalar bunlar…
İşte biz de bu “yazı dizi”mizde, “seri yazı”mızda, “Sünnî” ve “Şiâ” “dışında kalan, Harîcîleri ve Harîcî zihniyeti ile bu zihniyetin tezahürleri olan tipik hâdiseleri izah ederken; 2008’ler Türkiyesi’ndeki, neredeyse “Soros’un Çocukları” dedirtecek kertede “türeyen” Yeni Harîcîler”e “çağrışım”lar yapmaya gayret edeceğiz…
(Devamı Var)

Hiç yorum yok: