Powered By Blogger

6 Şubat 2008 Çarşamba

"BAŞÖRTÜSÜ TARTIŞILIRKEN"; "HEM SEKÜLER(DİN DIŞI), HEM DE DİNÎ ÖZGÜRLÜKLER"DEN YANA OLABİLİYOR MUYUZ?

Hararetli "tartışmalar"la miladî 2008'e "çok hızlı bir giriş" yapan "Türkiyemiz" ve tabiî "Büyük Türk Milleti", bu "hararetli tartışmalar" sonrasın da neler kazanıyor, neleri de kaybediyor, hiç düşünebiliyor muyuz?
"Bombalı arabaları"n neredeyse her şehire "gönderilmesi" ile de "girdiğimiz" 2008'de, "Alevî Açılımı" nın, en azından Türkiyemizdeki "Alevî Olgusu"nu anlama ve yakînen tanımada bir merhale olduğunu söyleyebiliriz, diye düşünüyorum. Ancak konu "özgürlükler" olunca, "realite" de maalesef, "sözkonusu özgürlüklerse gerisi teferruat" olmuyor.
İşte günlerdir "özgürlükler konusu" olan "başörtüsü tartışmaları"nın nasıl bir "seyir" izlediğini, "kalp gözümüzle "olmasa bile "fikrî takip" ile anlayabiliyor ve kavrayabiliyor muyuz?
"İspanya"dan esen "başörtüsüne özgürlük" imâları ile devam eden "tartışmalar"da, sahiden de "dinî özgürlükler" sahasına giren "başörtüsüne özgürlük", "kamusal alan milletin, halkın alanıdır" denilen "sahalarda "özgür" olabileceğine "ihtimal" verebiliyor musunuz?
Türkiyemizde 200 yılı aşan süredir "her tonaj"dan "uygulanmak" istenilen "modernleşme projeleri"nin bence hemen hemen tamamı, "tepeden inmeci"lik, "dayatmacılık", "totaliterlik" kokuyor. İster "askerî modernleşme projeleri", ister "İslamî modernleşme projeleri", ister "Kemalist Modernleşme projeleri", isterse "milliyetçi modernleşme projeleri" nin esas "belirleyici hususiyeti", "uygulama zihniyeti" itibari ile "tepeden inmeci", "zorlayıcı", "dayatmacı", "totaliter" olmaları ve asla "gönül rızalığına" dayanmamış olmalarıdır. Dünyadaki "modernleşme projeleri"ni inceleyen "uzmanlar", iki çeşit "modernleşme projesi"ne "vurgu" yapmaktalar ve bunlardan, "seküler/din dışı özgürlüklerden yana olup da, dinî özgürlüklerden yana olamayan" "Avrupa Modeli Modernleşme Projesi"nin "Türkiyemizde baskın/müessir" olduğunu ifâde ve tesbit etmektedirler. Diğeri ise, "hem seküler/din dışı özgürlüklerden yana, hem de dinî özgürlüklerden yana" olan "U.S.A. Modeli Modernleşme Projesi"dir ki; bence "kilise-havra-sinagog" "mabedleri"nin yanyana olmasına "tahammül" eden "Osmanlı Modeli"dir.
"Başörtüsü tartışmaları"nı "taze Cumhurbaşkanımız" "siyasî" olarak "değerlendire" dursun; aslında ve belki de nihayetinde Türkiyemizde müessir olan, çok sıkleti/ağırlığı olan, adına da "Avrupa Modeli Modernleşme Projesi" denilen "proje mensupları"nın "gerçeği" sebebiyle, neticede, yine bence, "dinî özgürlük konusu" olan "ve tabiî buradaki "dinî" "de, "İslam dini" ile ilgili olunca, "Türkiye toplumu" ve az-çok mürekkep yalamış "okur-yazar takımı", "En azından üniversitelerimizde "başörtüsü yasağı kalkıyor", diye düşüne dursunlar, aslında "başörtüsü yasağı"nın "kalkması bir yana, ""kalkmaması için" "mevzuat hazretleri"ne "çok sıkı düğümler" atıldığını, "değişenin çene altı ile başörtüsü" olduğunu vurgulayan, sezen, "basireti tutulmamış" anlayışlı aydınlar" da bence "haklı" çıkacaklar gibi. Çünkü bir yandan "Hürrriyet zihniyetinin devleti", bir yandan da bilmem ne "zihniyetinin devleti", hem "siyasî iktidar"ı, hem de "rasyonelliği" ile "iyi seyir" izleyen "fiilî anamuhalefet"i, "gaza getirerek", neticede "Başörtüsüne Özgürlük" değil, "Anayasal konum itibari ile " daha da ""zorlaştırılan" "Başörtüsü yasağı" getirilecek gibi.
İnsanın "yine aldatılıyorsun ey halkım!" diye "naralar" atası ve "bağırası" geliyor elbette.
"Tufeyli, basit" "bir bez parçası"na "indirgenen" "dinî özgürlük alanı"na giren "başörtüsü", 2009'da yapılacak olan "yerel seçim"ler "atmosferine bir "hazırlık" olarak da düşünebiliriz. Ancak, yine bence de, tıpkı "yumuşak darbe", "medya destekli" "28 Şubat post-modern darbe süreci"nde, nasıl ki "12 yaşındaki çocuklarımıza Kur'an Kurslarına gidebilme yasağı" getirildi; basına sızan izahatlarından da "itiraf" ettikleri üzere "Başörtüsüne özgürlüğü" de daha da "zorlaştıracaklarını" sezinlemekteyim.
Son olarak "siyasîlere" ve "ziyalılara" da bir çift lafım var: AKP de "bildik AKP"; CHP de "bildik CHP"; MHP de "bildik MHP"; DSP de "bildik DSP"; DTP de "bildik DTP..." Benim şaşırdığım "Ülkücü Hareket'in küçük partisi" de olsa, "Büyük Birlik Hareketi"nde, "Hilâl ve Gül Hareketi"nde, "Yazıcıoğlu Hareketi"nde "yaşanılan "basiret tutulması"dır. Bir zamanlar çok tekrar edilen ve bence de "uygulanan", "Bizler sonunu göremediğimiz hiç bir hadisenin, vakıanın yanında, destekleyicisi olmayız" "söylemleri", bence "kırılmalar", "basiret tutulmamaları" ile ve de "militanca değerlendirmeler ile "yutulmakta", "tekzip edilmekte", diye düşünmekteyim.
Ben de "anlayışlı ziyalılar kervanına" dahil olmak iştiyakı ile tıpkı "ecdadımız Osmanlı" gibi, "hem seküler/din dışı (tabiî hatırlanacak kıstaslarla), hem de dinî/İslamî özgürlükler"den yanayım. Kaldı ki, zamanında, "pantolana özgürlük amma başörtüsüne de özgürlük" dediğimi de hatırlıyorum.
Evet, "sözkonusu özgürlükler ise gerisi teferruattır" ancak "sözkonusu Müslümanlara özgürlük, İslamî özgürlükler ise" gerisi hiç de teferruat olmamakta"dır, diye "üzüntü içerisinde" düşünmekteyim.
"Başörtüsü tartışmaları" ile "aldatılıyorsun ey Büyük Türk Milleti..."

Hiç yorum yok: